Ayson Karabağ’dan Gazete Nedir? Gazeteci Kimdir?
Gazetecilik herhangi bir meslek değildir. Gazeteciliğin işlevlerini hakkıyla yerine getiremediği bir toplumda demokrasi de tüm kurumlarıyla işleyemez. Çünkü gazetesiz bir millet, yönetim tarafından kendi haklarından ortaya konan iyi niyet ve düşüncelerin de ne derecede olduğunu anlayamaz.
Bunlar yanıtı son derece zor sorulardır. Üstelik verilecek yanıt, zamana ve mekâna göre bir hayli değişik olabilir. İyi kötü 30 yıl tecrübeli hocalarım bilgisi, 40 yılda yaşadıklarımız tecrübeleri size ışık olur. Yılları aşan bir gazetecilik deneyim ve birikimimiz var 2 kuşağın bilgisiyle eğitilen onları temsil eden biri olarak, bunun ilk yılları, yani emekleme çağında ve pek çok alanda olduğu gibi, devlet destek ve faydalanması ile geçti.
Bu alanda belki de dünyada tek özgün deneyim bizde gerçekleşti.
Eski Gazeteciler
1860’lı yılların ortalarında büyük bir şevk ve umutla başlatılan, on yıl geçmeden şevk ve heyecanı tükenen bir girişim oldu. Bu ancak matbaanın gazetenin, kitabın Osmanlı taşrasına girişinde, kamuoyu denen şeyin yoktan var edilmesinde, vilayet gazetecilerin önemli katkıları oldu.
İşte bu Gazetelerin ilk örneği Mustafa kemal Atatürk dediğini yapmaya çalışıyoruz. Gazeteci bilgi veren, okutan, dikkat çeken sıkılmadan okumasını sağlayan, eleştirileri de eğitim veren bir mehtaptır, bir okuldur. Bakış açıları farklı ve desenli ve renklidir. Elleri tatlı, kalemleri sihirlidir. Ülkesini, bölgesini düşünen birimleri çalışmaya iten duruşları ile kuruluşlara ayna tuttuklarını fark edeceksiniz. Siz o sayfaları sıkı takip ederek eksikliklerinizi görüp düzeltme fırsatını kaçırmayın.
Bizde bilgi, vizyon farklılık kazandıran, sıkılmadan okunacak bir gazeteciyiz. Biz ne sağcı ne solcu ve dinci değiliz bizler sadece hizmet etmek için çalışan, çalışmalarımızı titizlikle yapan sade bir Bakırköylü ve gazeteciyiz. 8 yıldır bakırköydenhaber gazetesi olarak çalışıyor, vatandaşa yardımcı olmaya çalışıyoruz.
İşte Bu Gazetedir.
Şimdi ise bize teşekkür yerine, bu gazeteden yararlanmaktan başka yapacak ne vardır? Demelisiniz.
Bizim gayretimize kaldı. Çalışalım, dünyada birinci derecede ilerlemiş olan milletler gibi şansımızı artırmak için neler gerekli ise öğrenelim. Okuyalım, tavsiyede bulunalım.
Bizde gazetemizle hem ulusal servetimizi artıralım ve hem de devletimizin şansını yüksek olan adaletin sesini aleme ilan edelim. Gazete medeniyetleşmiş ülkelerde basılır ve yayımlanır. Yani medeniyetten memnun olan milletler ve ümmetler gazeteyi ellerinden bırakmazlar.
Evde, kahvede, gazinoda, seyirlerde, eğlencelerde ve hatta memuriyet mahallelerinde gazete okurlar.
BİZİM GAZETECİLER HİÇ DALKAVUKLUK BİLMEZ
Gazete ne yapar? Önce görevi gereği, ne olursa olsun doğruyu yazar. Hiç dalkavukluk bilmez ve etmez. Bulundukları yerleri neye müsaitse ve kendilerinin yerleri ve doğaları gereği ne yapmak ve neye çalışmaları gerekirse birer birer söylerler. Bundan başka komşularının hallerinden dahi bahsederler. Fedakârlık ederler, masraf ederler. Her şeyi iyice öğrenir. Ahaliye bildirirler.
İşte herkes kendisine gerekli olanı ve istediğini işitmeyi arzu ettiği gazetelerde gördüğü gibi o gazeteyi, nasıl elden bırakır. Bu hal ile gazeteleri gün be gün ilerler. Gazeteleri ilerledikçe medeniyetlerde ilerler. Medeniyetleri ilerledikçe döner yine gazeteleri ilerler, gider vesselam.
Öyle soğuk soğuk dalkavukluklarla gazeteleri ele alınmaz dereceye götürmezler. O eski paçavralara döndüremezler. Hakkı iptal etmezler. Herkesi aldatmazlar.
Ey gazeteciler! Bilirsiniz ki; medeniyet ve ilim ve maarif güneşi dünyayı yaktı. Birtakım milletler bu güneşin ruhundan yararlanıyorlar. Ve kimileri dahi yararlanmaya çalışıyor. Bir takım ise henüz gaflet yatağından, derin uykudan kalıp yatıyor.
Bunları kim ikaz edecek? Kim uyandıracak? Ve bu güneşin parıltısını, bu gafillerin gözüne kim sokacak.?
Gazetecilerimiz. Tamam bu meslek ile mi? Herkes bağırıp dururken lisanımızı düzeltemedik. Hala gazetelerde yazılan masallar var. Vah yazık!
Ey Siyasetçiler
Uyanın etrafınıza bakın! Bazı duygular üzerine sizden şikayetçi. Millet tarafından sorulmaktadır.
İşte milletimiz, yine kendileri kendilerinin gözlerini ovuşturarak gaflet uykusundan kalkmaktadırlar. Aferin ahalimizin yeteneğine.
Siyası partiler etkinliğinizde toplantılarınızda telefon açarak davet ederseniz gelir dinler, not alır haber dönüştürülür. Ama telefon açmazsanız gelmeyiz ve haber’de yapamayız. Sizin gönderdiğiniz resimle yazı ile haber yapamayız. Bilginiz olsun. Biz işimize ruhumuzu ve sevgimizi vermeden haber çıkaramayız, yazamayız. Fikirlerinize, düşüncelerinize saygımızı var.
Dernek başkanların uzakların gönlünü kazanırken yanı başındaki komşunuzu ve bölgesel gazetecinizi ihmal etmek demek, işin ve çevrenizi ihmal etmek demektir.
Başkan, siz siz olun çevrenizdeki komsularıda, uzaklarıda kazanmasını bilin. Siz mesaj verin bizde onun haber taşıyalım. Siz işinizi yapın, bizde işimizi yapalım. Gerçek haber, haberdir. Birilerin haberi de para ile yapıyorsa her gazetecide öyle değildir. Bilginiz olsun. Gazeteci demek haber demektir. Kişin ve işin tanıtım da özel bir çalışma işidir.
Bizim gazetecilerin kalemi bakış açısı, fikirleri ve haberleri okuyucun dikkatini çeker. Mesaj vermek düşündürmek istiyorsanız bizi aynı kefeye koyamazsınız. Gazetemizi, internet sayfalarımızı, videolarımızı izlerken fark edeceksiniz. Biz işimizi yaparken tüketiciye mesajı iyi veren, etkili bir şekilde çalışmalar yapıp işi bilen, işimizi ve görevimizin severek yapan gazetecilerdeniz. Habere uygun olmayan haberleri çıkarmıyoruz.