Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ayson Karabağ

Pakistan Başkonsolosu Nauman Aslam İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı

Pakistan Başkonsolosu Nauman Aslam İle Gazeteci Ayson Karabağ Röportajı
 
Başkonsolos Nauman Aslam Biyografisi
12.12.1966 Pakistan doğumluyum. Eğitimimi Pakistan’da bitirdikten sonra Uluslararası Hukuk Üniversitesi’ni Berlin’de tamamladım. Evli ve 3 çocuk babasıyım. Arjantin ve Brezilya’da Başkonsolosluk görevini yaptıktan sonra Türkiye’ye geldim.
Pakistan Bayrağı Hakkında Bilgi  Alabilirmiyiz ?
Pakistan ulusal bayrağı, Syed Amir-ud-Din Kedwaii tarafından 1906 yılında Hindistan Müslümanları için dizayn edilmiştir. Pakistan tarafından geliştirilerek 11 Ağustos 1947’de ulusal bayrak olarak kabul edilmiştir
Sayın Başkonsolosum Göreviniz Nedir?
Ülkemizin örflerini adetlerini, ürünlerini tanıtmak, İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımızın hizmetinde olmak, okuyan öğrencilerimize rehberlik yapmak ve Pakistan’da üretilen ürünlerimizi Türkiye’de pazarlayacak firmalarla buluşturmak, Türk iş adamlarımıza Pakistan’da şube açarak kardeşliğimizi, ticaretimizi geliştirmek, el ele vererek üretmek, markalarımızı dünyada yarışır hale getirmek istiyoruz. Pakistanlı iş adamlarımız ile Türkiyeli iş adamlarımız arasında köprü olmak, gerekirse kapı kapı gezerek, konuşarak, anlatarak, kahvaltı sofrasında ağırlayarak, kardeşlik ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmak istiyorum.
Kardeş Nedir Sayın Başkonsolosum?
Kardeş, kardeş ile konuştuğu zaman, eksiğini gören değil, kapatan olmalı. Kardeş içinde küçük bir yıldız varsa, o yıldızın tozunu almak, el vermek, omuz vermek, yolunda ışık olmak, destek vererek bir arzun var mı diyerek saran, sarmalayan, kucaklayan, sevgisiyle destek veren kişidir.

Türkiye Pakistan kardeşliği

Kurtuluş Savaşı yıllarında, Pakistan halkı, Türk halkının milli mücadelesine destek vermek için örgütlemiş, milli mücadelede kullanılmak üzere 1.5 milyon sterlin toplayıp Ankara hükümetine yollatmıştır.Bu paralarla daha sonra Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından şimdiki İş Bankası kurulmuş ve önemli bir bölümü Cumhuriyet Halk Partisine verilmiştir. O paranın toplanış hikâyesi tarihe şöyle kaydedildi:
“Pakistanlı bir görgü tanığı Lahor Meydanında yapılan bir toplantıyı şöyle aktarıyor:
Lahor Meydanında ciddi bir toplantı olmuştu, sayılamayacak kadar büyük bir kalabalık vardı. Trablusgarp işgal edilmiş, Filistin kopmuştu. Balkanlar elden gitmişti. Çanakkale geçilmiş, hatta İstanbul’a düşman kuvvetleri girmişti. Lahor halkı sırtlarındaki elbiselere, evlerindeki bakırlara kadar çıkarıp verdiler. Osmanlı’nın, Mehmetçiğin imdadına diyorlardı.Bir konuşma kürsüsü hazırlanmıştı. O sırada bakışlar bir tarafa yoğunlaştı. Büyük bir zat, bir şair, bir âlim geliyordu. O gelen zat, Pakistan’ın, hatta bütün doğunun en büyük şairi Doktor Muhammed İkbal‘di. Muhammed İkbal kürsüye çıkarak gördüğü bir rüyayı kalabalığa anlattı. Ardından da aynen şu ifadeleri kullandı:
“Ey cemaat, şu dakikada ben Hazreti Peygamberi karşımda görüyorum, isterseniz siz de öyle kabul edin. Bana diyor ki, Doktor İkbal, bana ne getirdin? Ben de diyorum ki, Sultanım, sultanlar gedalardan ne hediye bekler. Asırlar var ki sana verecek hediyemiz olmadı.Efendim, bir şey getirdim size, cennette bile eşi benzeri olmayan bir şişe kan. Bu senin ümmetinin namusudur, şerefidir, vicdanıdır. Bu, Trablusgarp’da, Çanakkale’de şehit olan Mehmetçiğin kanıdır.” Muhammed İkbal, bu ifadelerin ardından kürsüye yığılıp kalıyor ve bir Pakistanlı kadın çocuğunu havaya kaldırıyor. Yok mu çocuğumu satın alacak, parasını Anadolu’ya göndereceğim diyor.
Biz Pakistan İle Kardeşiz Ama Ticaretimiz Çok Çok Eksik, Neden Olabilir?
Evet birbirimizi ihmal etmişiz diyorum. Ticaretimiz çok daha fazla olması gerekirdi. Ticaret kanallarını daha çok çalıştırmak gerekirdi. Pek çok üründe markalarımızın olması gerekirdi. Her sektörde olmalıyız, her sektörde iç içe geçmeliyiz. Bu konuda bize ayna oldunuz. Biz bu aynadaki resim karelerimizi eksik görüyoruz. Bunu daha yukarılara çıkarmak, daha çok iş adamlarıyla bir araya gelmek, tanıtıma önem vermek, daha fazla buluşmak için çok çalışmak zorundayız.
Turizm sektöründe gerek Pakistanlı emeklilerimiz, gerekse öğrencilerimizi sık sık Türkiye’ye getirip gezdirmeliyiz.Sağlık sektörü konusunda daha iyi yol almak gerekir.
Güzellik salonları konusunda daha farklı yöntemler denenebilir.
Savunma sanayi konusunda teknolojiyi kullanan firmalar ile işler yapmak zorundayız.
Öğrencilerimizi gerek İstanbul’da gerekse Pakistan’da okutmak için yolları geliştirmek zorundayız. Her sektörün önünü açarak, dokunarak, gözden kaçırdığımız işleri artırmak gerektiğine inanıyorum. Gerek tekstil gerekse mobilya, inşaat, dekorasyon, mimarlık bu sektörlerde olmalıyız. Özellikle reklam sektörü, eğitim sektörü, yayın sektörü, mutlaka Pakistan’da olmalı. Bizim de ürünlerimizi Türkiye’ye taşıyarak, sektörlerimizin daha da gelişmesi için, dostluk kanallarımızı, kardeşlik bağlarımızı ortaya çıkarmalıyız.
Sayın Başkonsolos, Tanıtım ve Reklama Önem Vermediğimizin Farkında mısınız?
Fuarlarda daha etkili, daha iyi neticeler almak için basın ve tv kullanılmalı. Haber çıktıktan sonra ilan ile temsilci aranıyor diyerek talep toplamalıyız. Doğru adımlar atarak iyi işlere imza atmalıyız. Onu da basın ve televizyon yolu ile sizlerin rehberliğinde gerçekleştirebiliriz. Evet bu konuda ihmal ediyoruz. Halbuki bizim iş adamlarımız, gelecek ürünleriyle ilgili röportaj yolu ile, basın yolu ile anlatarak isimlerini, ürünlerini tüketiciye sunmalı. Okundurmalı, özendirmeli, inandırmalı, dikkat çekmeli. Sonra televizyon reklamları ile dikkat çekilmeli. Tüketiciye dokunarak, doğru insanları seçerek işlerinizde başarılı olma yoluna girebilirsiniz. Bu model ile dünyaya açılmalıyız. Zaten ihracat konusunda devletlerimizin büyük destekleri var. Reklam yolu açan kişiler, bu medyayı kullanmaları gerekir. Hz. Ali’nin bir sözü var. Zenginliğin en iyisi akıl zenginliğidir der. Reklama % 30 harcasınlar çok daha başarılı olacaklar. Bilgi çok şey demektir, bilgi müzikle olur, bilgi ürünü anlatarak olur. Yeter ki, becerilerimizi kullanarak, akılda kalması için çalışılmalı. Ürün bekçiliği yapmayın, ürününüzü dünyaya açmanın yolunu reklam yaparak sağlayın. Tanıtıma önem verin. ürünü sevdiren reklamdır. tanıtımdır.
Pakistanlı Film Yapımcıları, Türk Yapımcılarının El Ele Vermelerini Düşünür müsünüz?
Neden olmasın. El ele vermek gerekir. Ortak yapım yapmalarını sağlamak gerekir. Değerlerimizi, kardeşliğimizi işlemeleri gerekir. Hem Pakistanlı oyuncuların da önü açılır. Hem de Türk sanatçılar, Pakistan’da sevilir. Onun için her ülke kültürünü filmle, dizi ile anlatma fırsatlarımız var. Bunları daha çok geliştirmeli, tüm Cumhuriyet ülkeleri el ele vermeli. Bu konuda yapımcılarımızı Türk yapımcılar ile buluşturmak isterim.
İş Adamlarına, Yatırımcılara, Dernek Başkanlarına Mesajınız Nedir?
Bir an önce dernek başkanlarını, yönetim kurullarının gruplarını kahvaltıda ağırlayalım. Tanışalım, fikirlerini, taleplerini dinleyelim. Ona göre planlama yapalım. Sonra Pakistanlı iş adamları ile Türk iş adamlarını İstanbul’da buluşturalım. Pakistan’da buluşturalım. Ticari yolları açarak, destek vererek, kapıları açalım. Sizden de destek bekliyorum.
Başkonsolosum; Pakistan Ürünlerinde, Gıda Olsun, Deri Olsun, Her Sektörün Temsilcileri İçin Tanıtım Günü Açalım, Ne Dersiniz?
Güzel fikir. İlk gün ürünü pazarlayacak firmaları buluşturalım. İkinci gün ortak iş yapacak firmaları buluşturalım. Son iki günde Pakistan’dan gelen ürünlerimizi ikramda bulunarak, tanıtarak Pakistan’ın reklam tanıtımını yapabiliriz. Bu iyi fikir üzerinde çalışalım.
İlçe ile tanıtım günleri de olabilir. Bakırköy, Kadıköy, Beşiktaş, Tuzla olmazsa olmazlardan. Daha etkili olur diye düşünüyorum.
Ayson Karabağ
Yazar-Gazeteci
YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER