Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ayson Karabağ

Dededen Torunlara Kıtabın’dan Zeytin Ağacı

Dededen Torunlara Kıtabın’dan Zeytin Ağacı

Zeytin Ağacı

Zeytin ağacının anavatanı Anadolu’dur. Ancak tüm Akdeniz ülkelerinde de yetişir. Türkiye’de ise yetiştiği bölge Akdeniz ile tüm kıyı boylarıdır. Kur’an’da zeytin ve hurma ağaçlarıyla ilgili ayetler vardır. O nedenle halk arasında kutsal ağaçlar olarak kabul görmüşler. Zeytin ağacı gövde ve dalları eğri büğrü, yaprakları meşin gibi sert, çiçekleri yapraklarının koltuğunda salkım durumunda beyazımsı sarı renkte bir ağaçtır. Gövdesi kalınlaştıkça içi koflaşarak boşalır. Buna rağmen bin yıl yaşayan zeytin ağaçlarının olduğundan da söz edilir. O nedenle bu ağacın diğer bir adı da “Ölmez Ağacı” dır. Çünkü zeytin kendini tekrar tekrar doğurabiliyormuş. Yeni verdiği sürgüler yaşlanan gövdenin içinden tekrar çıkıyor ve genç bir ağaç oluyor. Yine diğer ağaçlardan farklı bir yanı da zeytin ağacının altı sürülmezmiş mesela… Keçileri uzak tutarlarmış yemesinler diye.
Halbuki keçi, zeytin ağacının en yakın dostuymuş. Kara tavukla birlikte. sadece ikisinin sindirim sisteminden geçince zeytin çekirdeği kırılıyor ve filizlenebiliyormuş. Bende çekirdeği ekilirse zeytin ağacı çıkacağını sanıyordum. Halbuki hiçte öyle değilmiş. Döllenip meyve vermesi de çok ilginç. O nedenle her zeytinliğin etrafında bir yada birkaç incir ağacı vardır. İncire konan sinekler sayesinde döllenme gerçekleşmiş oluyormuş. Meyvesi ilk başlarda yeşil, olgunlaşınca da siyah bir renk alır. Etli kısmı ve çekirdeği yağca zengindir. İnsanlar ilk zamanlarda zeytin yağını kandilleri yakmakta sonra da hamamlarda yıkanmakta kullanmışlar. Aslında her derde deva; mucizevi bir şifa… Zeytinyağı hastalıkları iyileştirir ve cana can katarmış. Daha sonraları yemeklerde kullanılır olmuş. Bugün mutfaklarımızın en kıymetli yağıdır. Zeytin dalına gelince barış ve özgürlüğün sembolüdür. O nedenle küskün ülkeler barışmak istediklerinde birbirlerine zeytin dalı uzatırlar. Zeytin ve zeytin yağı edebiyat ve müziğimizinde konuları arasına da girmiştir. Nasıl mı? İşte sizinde hoşunuza gideceğini sandığım iki şarkının sözleri: “Zeytinyağlı yiyemem ama, basmada fistan giyemem ama/Senin gibi cahile ben efendi diyemem ama/Kaldım duman içi dağlarda/Sevdiğim yarim nerelerde.” İkincisi ise; “Zeytin gözlüm sana meylim nedendir?/Bu sevmenin kabahati kimdedir?/Gül olmuşsun dikenlerin bendedir/Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne?/Şarkıları düşünüyorum peşine.” dizeleri zeytin ve zeytin ağacının nelere kadir olduğunu bir kez daha açıklamakta.
Abdulkadir Dikme
YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER