Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ayson Karabağ

Müziğin Dindeki Yeri

Müziğin Dindeki Yeri

Müzik; güzel sanatların bir dalı. Hisleri, düşünceleri seslerle ve hareketlerle anlatma sanatıdır. Kısaca seslerin armoni ve polifoni gibi şekillerde düzenlenmesi. Onu gürültü ile karıştırmamak gerekir. Gürültü gürüldeyen şeyin sesi olup, patlama, patırtı, cızıltı ve gürleme şeklinde duyulur ve çoğu zaman insanı rahatsız eder; bir takım önlemler almaya zorlar. Halbuki müzik insanların oluşturduğu kültürlerde toplumsal etkileşimlerin sonucunda ortaya çıkmış ve insanlıkla gelişerek bugünkü halini almıştır. Tarihsel süreç içerisinde yaşanılan her olay aşklar, sevgiler, savaşlar, afetler, yasak ve kurallar müziği derinden etkilemiş; kimi zaman sözleri mesaj şeklinde yorumlanmıştır.
Tarihi kaynaklar ve dini kitaplar incelendiğinde müziğin dinlerle hiç alakası olmadığı hatta ilk zamanlarda yasak olduğu görülür. Sonradan bazı papazlar tarafından ilahi şeklinde kiliseye sokulmuş ve böylece bugünkü batı müziğinin de ortaya çıkmasına neden olmuştur Zamanla gelişerek de bugünkü şeklini almıştır. İslam inancında, Kuran ve sünnetlerde müzikle meşgul olmanın, dinlemenin mutlak anlamda günah olduğunu gösteren deliller bulunmamaktadır. Yalnız şeriatça bazı sesler helal bazıları da haram kılınmıştır. Helal seslerden tasavvuf müziği ortaya çıkmış def, ney, çalıp dinlemekte günah sayılmamıştır. Haram Sesler ise nefsaniye şehveti artırıcı sesler olduğundan kaçınmak gerektiği belirtilmektedir. Yalnız müziğin tedavi edici bir gücü olduğunu Osmanlı şifahanelerinde kullanıldığını da unutmamak gerekir. O nedenle müzik ruhun gıdası ve dertlerin ilacıdır.
Adbülkadir Dikme
Dededen Torunlara Yeni Kıtap
YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER